27 Mart 2009 Cuma

Merhaba

Yıllar evvel Paulo Coelho’nun kitaplarından birinde bir atasözüne denk gelmiştim. ‘İyi huylu küçük keçi hiçbir zaman melemez.’Sizi bilmem ama ben daha melemeyen, sessiz, sakin, küçük bir keçiye denk gelemedim. Bugüne kadar gördüklerimin tamamı pek gevezeydi.
Ancak büyük üstadın sözü kullanarak anlatmaya çalıştığı bu değildi zannederim.
Sempatik bir cümle olması, birazda minik çocukları hatırlatması nedeniyle hiç aklımdan çıkmadı. Öte yandan bana çocukların sızlanışlarından çok devamlı ağlayıp şikayet eden insanların haklılıklarının aslında hep sorgulanması gerektiğini düşündürdü.
Doğaldır ki her insanın varmak istediği hedefler, gitmek istediği bir yol, bu yolda karşılaştığı büyük küçük problemler, yaşadığı mutsuzluklar vardır.
Tüm bunların ise ağlaya sızlaya vakit kaybedilerek halledilemeyeceği açık.
O halde ne yapmalı?
Küçücük bir çocuk gibi sızlanıp, şikayet edeceğimize, durumumuza bakıp; neredeyiz, nereye varmak istiyoruz, ve varmak istediğimiz yere ulaşmak için nelere ihtiyacımız var diye hayatımızı gözden geçirmemiz gerekir.
İşte kişisel ve ruhsal gelişim tamda bu noktada devreye girer. Birisi hayatta varmak istediğimiz hedeflerin sınırlarını zorlamamız için bize gereken güven ve desteği vererek kendimizi daha yakından tanımamıza yardımcı olurken diğeri de ruhsal anlamda bilincimizi daha üst seviyelere taşımamız için gözümüzü açar. Kısaca bu iki konu birbirlerinin tamamlayıcısıdır.
O halde gelin, bugüne kadar yaptıklarınızı bir kenara bırakın ve bundan sonra neler yapacağınıza şöyle bir bakın. Yaşadıklarınızın yanlış olduğunu düşünmeden, hatalarınız altında ezilmeden, hepsini yaşanmış olması gereken ve size en azından bundan böyle ne yapmamanız gerektiğini hatırlatacak birer deneyim olarak kabul edip kişisel tarihinizde kendiniz için bir milat yaratın.
Unutmayın bunu ancak siz yapabilirsiniz, sizin yerinize bir başkası değil! Çünkü belki de artık sizin yol göstermeniz gereken sevgili minikleriniz var……
Sevgiyle kalın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder